VIDEO
2. Lütfunla Affet Yâ Rabb
13. Bir Te Sensin İlla Sen
18. Gurbet Hasret Gülistan
23. Kervan Göçmeden Yetiş
28. Paklar Bizi Aşkı Rahim
33. Ser Vermeyen Sır Bilmez
1. Kaptanım
Ey gönlümün aynası, ey biricik hasretim
Ellerinle yoğurdun, teke düştü kesretim
Hem postuma giydirdin, ganî oldu servetim
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Hayret perdesi yırtıl, dök hikmet yağmurların
Duymak sıkıyor cânı, gör yakîn hakikatın
Olan oluyor Yâr'dan, bak yokluk mevcûdâtın
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Gör hak tezâhür eder, zerre bulur mânâyı
Âlem deverân eder, damla bulur deryâyı
Hasret yakar kavurur, huzur bulur sevdâyı
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Kâmil vâroldukça cân, nefes nefes hür olur
Aşkı deryâya düşer, damla damla nûr olur
Ka'bı kavseyn ile âh, pür himmet kulcuk olur
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Zorumsun benden içre, baş tâcımsın gönlüme
Sittin sâl gitsem bile, dermânımsın derdime
Gönül gözlerimsin sen, bakar kendi kendime
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
İdrakle sevdim seni, hak yamaçtan düşerek
Öfkeyle sevdim seni, tın sesleri süzerek
Sevdayla sevdim seni, ham gözleri bilerek
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Yedi deniz kop tufan, Sen'sin naîf limanım
Kaf dağından taş belâ, Sen'sin işte muradım
Katmerli zehir olsa, yine Sen'sin ilacım
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Kutlu olsun sancılar, elbet görür Yaradan
Boşa yüzmez gemiler, gitse bile karadan
Hem dostum hem muallim, şeş cihetim sevdadan
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
Ne varsa âleminde, dualarla ördüğün
Ellerinde büyütüp, gözlerinle gördüğün
Başı Evvel'de olan, sonu Aşk'a sürdüğün
Yolun yolum doğumun, kutlu olsun Hüdâ'dan
(NaCl)
2. Lütfunla Affet Yâ Rabb
Seyreyledik dağları
Unuttuk bak vefânı
Yüklenmek zordu ânı
Lütfunla affet Yâ Rabb
Ne işledik o bulduk
Gülistândaydık solduk
Zâlim ile bir olduk
Lütfunla affet Yâ Rabb
Nasıl aldandık bildik
Nefret ettik kirlendik
Muhabbetini sildik
Lütfunla affet Yâ Rabb
Verdiğine nankörüz
Şehvetlere bonkörüz
Adâlette hep körüz
Lütfunla affet Yâ Rabb
Herkes hak benimdir der
Lâkin haksızken de yer
Hayır bilmez ister şerr
Lütfunla affet Yâ Rabb
Yokta iken var ettin
Fakir idik çok verdin
İnatçıydık hep sevdin
Lütfunla affet Yâ Rabb
Evvel Sen'sin Âhir Sen
Hatalıyız bilen Sen
Afuvv Sen'sin Rahîm Sen
Lütfunla affet Yâ Rabb
(NaCl)
3. Sevgi̇ Muhabbetti̇ler
Bu limandan niceler
Sesli sessiz geçtiler
Tevhid etti yürekler
Sevgi muhabbettiler
Kimi süzme baldandı
Kimi Hakk'a revandı
Kimi zirvede kardı
Sevgi muhabbettiler
Ağızları bir ağız
Genç ihtiyâr hep yağız
Candan öte cancağız
Sevgi muhabbettiler
Bedel biçilmezdiler
Halde geçilmezdiler
Kulluk asıl dediler
Sevgi muhabbettiler
Celâl Cemâl örüldü
Hayret ile görüldü
İhlas olup dürüldü
Sevgi muhabbettiler
Adil mutmaindiler
Onlar yiğit gittiler
Hakkı yakın ettiler
Sevgi muhabbettiler
Rahmet oku onlara
Rahmet olur canlara
Esma ile kullara
Sevgi muhabbettiler
(NaCl)
4. Koyma Beni̇ Bende Sen
İstediğim cesâret
Sırâtımdır adâlet
Kalmasın bende cür'et
Koyma beni bende Sen
Bilmekliğim selâmet
Bilmediğim alâmet
Kapımdadır nedâmet
Koyma beni bende Sen
Aç perdeler göreyim
Yakîn nedir bileyim
Bildim hiç bilmediğim
Koyma beni bende Sen
Zannım ile beslenen
Hayal meyal demlenen
İçtikce zehirlenen
Koyma beni bende Sen
Bir âşina beşerim
Lütfun ile yaşarım
Sen olmazsan şaşarım
Koyma beni bende Sen
Yâr olansın Yaradân
Yardın attın âlâdan
İşittim son salâdan
Koyma beni bende Sen
Hızırlardan selam var
Sırlı dediler duvar
Cânân canda su sular
Koyma beni bende Sen
(NaCl)
5. Nicedir?
Varsa sevgide riyâ
Boşa bekler hayrına
Cânın vermeyen kula
Aşkı giymek nicedir?
Rahmet yağar ân be ân,
Anlamaz zillet sayan
Ahde vefa olmayan
Hakka teslim nicedir?
Burun büken olursa
Oyalanıp durursa
Yoku vardan sayarsa
Rabb'e şükür nicedir?
Açık gözle uyurken
Gaflet ile solurken
Yavaş yavaş göçerken
Enâniyet nicedir?
Beşer kisvesi saran
Cânın ibresi vuran
Hakkın testisi kıran
Adîl olmak nicedir?
Gerçek dosta bî haber
Hâli mevtâdan beter
Yaşarken salâ bekler
Hayy'dan hayat nicedir?
Gönül dümen âhlarda
Bekleyen var Tuva'da
Süzülüyor aksâda
Vardım demek nicedir?
(NaCl)
6. Gibiyiz
Kimdir dost bilir insan
Sende seni yaratan
Konuşmaktadır her ân
Duysak sağır gibiyiz
Zandan dinledik masal
Arpa boyu kırk beş sal
Deniz varken hep kumsal
Aynı yerde gibiyiz
Bir nefese muhtaçken
Doysak bile hep açken
Ummanlarda yüzerken
Derya bilmez gibiyiz
Aşkla atıldık câna
Sarıldık hep Cânâna
Rahmeti bizden yana
Sanki görmez gibiyiz
Nispet eder varlığa
Hazzedemez yokluğa
Hakkı verir çokluğa
Tevhîd etmez gibiyiz
Hâkim olmak isteriz
Dediğim dedik deriz
Haklıyı bile yeriz
Oruç tutmaz gibiyiz
Özler aynı kap ayrı
Zannetme ki yol ayrı
Âlemde sebep ayrı
Hep unutmuş gibiyiz
(NaCl)
7. Usta
Kapı kapı gezerken
Tedirgindi seslerden
Ya biri kınarsa
Ya biri laf atarsa
Geçirmişti içinden
Kim bilebilirdi ki o
Bir satıcı değil
Dilenci mi? hiç değil
Sadece bir ustadan
İstemişti evvelden
Öğret bana gerçeği
Ve dahi sevgiliyi
O zaman o usta
Demişti ki ona:
Benliği ezmelisin
Terbiye etmelisin
Kök salmış reziletler
Bunca ifrat tefritler
Baldırandan zehirler
Sırât'a gelmelisin.
İşte şimdi anladı
Bu yol öyle bir yol ki
Kendine giden bir yol
Sarp kayalardan
Karlı dağlardan
Geçilmez sanılan
Dar geçitli sapadan
Enginlerden geçmeden
Yücelere ulaşmadan
Bulmayacak onda can
Durmayacak bunda can
Bir daha azmetti
Bir daha seğirtti
Sildi attı gönlünden
Varda yok kınanmaları
Yokta var kınayanları
Derken derin derinden
Bir ses duydu ardından
Yeter evlat gel diye
Sende sana hediye
Bu zilleti fark etmen
İhlas ile sarılman
Sıdk ile yaşaman
Sende sana hediye
Bu illetten kurtulman
Hakikate ile yanman
El Hakk ile kavrulman
(NaCl)
8. Kalakaldım
Kalakaldım ayazda
Zemheri karakışta
Etlerim kemiklerim
Sana nazda niyazda
Deli soğuk değil ki
Yüreğimi donduran
Hasretine dirilmek
Birde memât bu nazda
Öldüm öldüm dirildim
Her bir kışta ayazda
Tellerimi kopardım
Hasretinle şu sazda
Nice hozan eridi
İçten içe derdinle
Ağızları bir ağız
Gönülleri bin hazda
Selam olsun erenler
Gülistân'da gül derer
Derdi derde verenler
Hasret ile niyazda
(NaCl)
9. Ah İstanbul!
Ah İstanbul!
Asık yüzlerimizde
İz yapan Boğaz'ın suları.
Öfkeli gözlerimizde
Gecelerinin ışıltısı.
Yorgun elbisemizde gizli
Vapurların püfüüür püfüüür esintisi.
Ah İstanbul ne desem boooş!
Sen bensin ben de sen.
Hangi ay seninki gibi parlak?
Hangi tepe sana hasretle bakar?
Hangi dil seni bana şakır?
Hangi şiir seni bana anlatır?
Ah İstanbul !
Sende yaşamak yürek ister
Senle yaşamaksa sabır
Ah İstanbul ne desem boooş!
Sen bensin ben de sen.
Gurbet seninle güzel
Özlem sende anlamlı
Aşk desem sende farklı!
Sana vurgun ne kadar haklı!
Sevdiğim değil mi sende saklı?
Kutlu kişiler sende yattı
En güzel güneşler sende battı
Ah İstanbul ne desem boooş!
Sen bensin ben de sen.
(NaCl)
10. Adalet
Ne çok sınanır insan
Adalet aşkı ile
Gözün açar ilk önce
Kıyas eder alemi
Bakar işler karışık
Hep kendinden gidiyor
Basar yaygaraları
Adalet diye diye
Kendi olsa der ki hak
Başkasına yok reva
Az bir fazla olsa bak
Kopartır tırnakları
Altta kalsa çok ister
çıkmak için yukarı
Biri geçse önüne
Kıyamet olur sancı
Vazgeçemez ondan hiç
Ama istemez de hiç
Onsuz olmaz sözleri
Onla olmaz işleri
Varmak için hedefe
Yıkar kırar hak(!) için
Adı olur adalet
Yeter taciz hak için
Zannı adalet olur
Fiilleri bin zulüm
Hesap sormaz mı ona?
Salkımda bir tek üzüm
Gerçek Âdil Hakk'tır Hakk!
Zorlama garipleri
Bir duaya bakar Hakk
Perde kalkar hüneri
(NaCl)
11. Ağlar Yâr Seni̇n İçi̇n
İdrâk et verme boşa
Kılıcın çalma taşa
Yazılmış kuru yaşa
Ağlar Yâr senin için
Ne hasrettir bekleyen
Serde Mâşuk inleyen
İnip çıkıp birleyen
Ağlar Yâr senin için
Mes'ul olan göz değil
Gölge hakikat değil
Sandığın gibi değil
Ağlar Yâr senin için
Ölmek ister tende cân
Yokta coşamada Cânân
Mühür basmış Yaradân
Ağlar Yâr senin için
Kalma kitap harflerde
Okur câhil her yerde
Aç gözünü yırt perde
Ağlar Yâr senin için
Âdil isen sefâ baş
Oldun fakîr say ki taş
Sanma sakın kemâl yaş
Ağlar Yâr senin için
Oldu olan oluyor
Bak hesaplar tutmuyor
Yol kaptansız olmuyor
Ağlar Yâr senin için
(NaCl)
12. Aşk Ne Der
Duydun mu aşk ne der?
Yer gök onunla titrer
Kitap kitap açarken
Tâliplere şöyle der:
Bana ayrılıktan sor
Bak neler anlatırım
Mecnun çöllerde susuz
Ferhat ile sularım
Hangi ateş yaklaşır
Yunus'taki yangına
Bin güneşi parçalar
Gönüllere salarım
Gülistân'da gezene
Diken diken batarım
Kızıl renge boyarken
Kerbelâlar kokarım
Bir esmâda bin ihsân
Bir ihsânda bin irfân
Birbirine akarken
Ben hepsine dolarım
Kahrı lütfa harmanlar
Celâl Cemâl oynarım
Bir tefekkür ile ben
Semâ enfüs akarım
Duydun mu aşk ne der?
Yer gök onunla titrer
Kitap kitap açarken
Tâliplere şöyle der:
Sanma uzağım sana
Hep yanında yakınım
Çıksa egon aradan
Kalp deryasın dalarım
Varsam senin için var
Yoksam zaten sen olmaz
Vermese sana beni
Dağı taşı yakarım
Sen aldın beni O'ndan
Çevirme yüzüm Hakk'dan
Eğer ahdin bozarsan
Hesabını sorarım
Duydun mu aşk ne der?
Yer gök onunla titrer
Kitap kitap açarken
Tâliplere böyle der
(NaCl)
13. Bi̇r Tek Sen'si̇n İllâ Sen
İsteğin duâmızdır
Fıtratın doğamızdır
Yazdığın rızâmızdır
Bir tek Sen'sin illâ Sen
Sûrete takılmadan
Riyâ kibir olmadan
Katında utanmadan
Bir tek Sen'sin illâ Sen
Muhatab eyleyensin
Aşkına ğarkedensin
Habîbinle sevensin
Bir tek Sen'sin illâ Sen
Her ne gelse Sen'dendir
Gelen herşey gidendir
Sen Bâkî kul fânîdir
Bir tek Sen'sin illâ Sen
Mülkünde kiracıyız
Hâkim değil savcıyız
Bilmeden duâcıyız
Bir tek Sen'sin illâ Sen
Sen bildirdin Fir'avnı
Kârun ile Hamanı
Anlayana Mûsâ'nı
Bir tek Sen'sin illâ Sen
Eyle bizi sabırlı
Katında hep hatırlı
Aşk ve edeb sadırlı
Bir tek Sen'sin illâ Sen
(NaCl)
14. Büyükada
Ne çok esmiştik senle
poyraz karayel lodos
az çıkmamıştık arsız
kadıyoran dadandık
hangi cumbalı balkon
eğilmedi korkudan
hangi ahşap kapılar
kilit kırdı abandık
pek cahildik okuduk
olduk sandık ne sandık
hazineler var gebe
kibrimizden utandık
cin fikirli olmayan
bir dost mudur bu yolcu
niyetinin peşinde
yularına bağlandık
hangi olta tutmuştu
hangi yunus sahile
kustuğunda bir lokma
kelamına dağlandık
Yetmez mi dersin sana
hasret papatyaları
taç yapıp yüreğine
gönlü başına aldık
kırma solan yaprağı
yediverdiren gülden
oda Hakk'a kul kaldı
zikri âsude aldık
(NaCl)
15. Canda Canan Tek Nefes
Zemheridir her gece
Solunur hece hece
Sırra eren var nice
Cânda Cânân tek nefes
Hatmeder kırık kalpler
Düşe düşmeyen gözler
Zikrinde mutmainler
Cânda Cânân tek nefes
Açılır cümle felek
Gör ki âmâde melek
Varsa yoksa hep dilek
Cânda Cânân tek nefes
Elde ne var avuçta?
Bir rüyadır bin başta
Âdem hep aynı yaşta
Cânda Cânân tek nefes
El ver eller bulasın
Elden eller alasın
Mâlik ele sunasın
Cânda Cânân tek nefes
Dönen var mı gidenden?
Sanma kendin kendinden
Cümle yitmiş ezelden
Cânda Cânân tek nefes
Muhabbetle ver selam
Çiğ tutma sende kelam
İbret al olma bel'am
Cânda Cânân tek nefes
(NaCl)
16. Gel Meydana Meydana
Yiğit açar gönlünü
Gel meydana meydana
Merd olanın tok gözü
Gel meydana meydana
Vursa serde kayalar
Tûfan gelse ne yazar
Sırtını Hakk'a dayar
Gel meydana meydana
Aldatanlar çok olur
Kendini şerde bulur
Bir tokadın hak olur
Gel meydana meydana
Doru atın beline
Sıkı bağlan yeline
Hizmet bilen eline
Gel meydana meydana
Mâzî âtî korumuz
Yok hüznümüz korkumuz
İstikâmet yolumuz
Gel meydana meydana
Bilen sevdâyı gelsin
Aşka mübtelâ gelsin
Zora isteyen gelsin
Gel meydana meydana
Bak ki riyâkâr ne der
Her bir güce meyleder
Yiğit Hakk'la beraber
Gel meydana meydana
(NaCl)
17. Görmedi̇m
Gönül gönül bakanı
Sevda sevda akanı
Senin gibi yakanı
Görmedim ben görmedim
Kopsa kızıl kıyâmet
Dolsa belâ azâmet
Senin gibi merhamet
Görmedim ben görmedim
Cennet cennet katanı
Gülden âlâ kokanı
Senin gibi İnsan'ı
Görmedim ben görmedim
Bülbül ateşte inan
Aşık pervâne yanan
Senin gibi adanan
Görmedim ben görmedim
(NaCl)
18. Gurbet Hasret Güli̇stân
Belki susmada zaman
Bilsek bile ne yaman
Kulluk câna imtihan
Gurbet Hasret Gülistân
Topraktan Âdem kulsun
Tâlib olan Matlûbsun
Cümle esmâ dokunsun
Gurbet Hasret Gülistân
Eyle Hakk'a intizâr
Doymaz Âşık'a nazar
Şah damarından azar
Gurbet Hasret Gülistân
Besler ecel kuşunu
Koyar başa boynunu
Söyler dinler zorunu
Gurbet Hasret Gülistân
Anne gibi merhamet
Hakk'tan inmede rahmet
Âşık'ta olmaz zahmet
Gurbet Hasret Gülistân
Kalmaz âhlar yarına
Toz kondurmaz Var'ına
Süstür özlem Âr'ına
Gurbet Hasret Gülistân
Yâr'dan selam alınca
Baş tâcına koyunca
Bilir hayat boyunca
Gurbet Hasret Gülistân
(NaCl)
19. Bi̇n Lalem Var
Düştü yolum bir ovaya
Açtı gönlüm can yuvaya
Gizli açık her soruya
Verilecek bin lalem var
Sanma sendendir bakışlar
Yiğit merdi dağlar taşlar
Edep hürmet anda kışlar
Görülecek bin lalem var
Güzel iste güzel söyle
Dua ile inle söyle
Ahde vefâ haktır söyle
Dinlenecek bin lalem var
Yorma canın anlarım ben
Olmaz işler dinlerim ben
Bil ki Hudâ isterim ben
İbret için bin lalem var
(NaCl)
20. Hakk'a Revân Gerçek İnsan
Kimdir Âdem kim Yaradân?
Boyun eğmez bilir şeytan
Meleklerden ilhâm alan
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Vâris olur Nebîlere
Hürmet eder tüm âleme
Yakîn ile gündüz gece
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Bil ki mükemmeldir âlem
Bozar beşer zulmü alem
Âdil yazar olsa Kalem
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Olma münafıkla yatar
Körle yatan şaşı kalkar
Kâmil kalbi Rabb'e bakar
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Yazdın oku kitabını
Emir böyle ver canını
O'nda karar kıl yanını
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Kurur âlem bir nefeste
Hani nefsin sen hapiste
O'dur tutan cân kafeste
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Kalbe giren Sultan olur
Ne girdiyse çıkan odur
Zâlim olan zulüm bulur
Hakk'a revân Gerçek İnsan
İnsan olmak Hakk'a vefâ
Olmayansa câna cefâ
Buldun ise başa sefâ
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Göremezsin onda İki
Tevhîd eder hep yüreği
O ki Kaptan sen de gemi
Hakk'a revân Gerçek İnsan
Nice gelir nice gider
İnsan için dua eder
Anlamazsan bu da geçer
Hakk'a revân Gerçek İnsan
(NaCl)
21. Hayy'dır Allah
Kalma sakın bî haber!
Bir sor bilenler ne der?
Hakk'tan gayrı ne bekler?
Hayy'dır Allah bir tek O!
Eyle muhabbet Hannân
Dünya fânî gör inan
Geri kalan hep yalan
Hayy'dır Allah bir tek O!
Doğdun başlar ölümler
Bitmez sanma şu günler
Nice ağlar bülbüller
Hayy'dır Allah bir tek O!
Yitik bir yolcu gibi
İhlas ile dilini
Sırât eyle kalbini
Hayy'dır Allah bir tek O!
Oku ma'lûm kitâbı
Sanma bildin hitâbı
İsteyen kim idrâkı?
Hayy'dır Allah bir tek O!
Bakmayı bil âleme
Her ne varsa hep sende
Misâl misâle perde
Hayy'dır Allah bir tek O!
Kulluktadır özgürlük
Kalbe düşmandır körlük
Bak yazmakta her sözlük
Hayy'dır Allah bir tek O!
(NaCl)
22. Hi̇ç
Bin gülistân olmuş gönül
Yere göğe sığar mı hiç?
Atsa çamur kamu alem
Bir güneşi sıvar mı hiç?
Madem görmez niyetleri
Sûi zannın söyler mi hiç?
Baksa gönle anlar hali
Kendi için ekmez mi hiç?
Nice canlar hiç düşünmez
Verir hayır olmaz mı hiç?
Sanma küçük bir dağ gibi
Sıradağlar olmaz mı hiç?
Yoktur deme vardır işte
Onlar neşe olmaz mı hiç?
Hayır tâcı takmış işte
Arif insan olmaz mı hiç?
(NaCl)
23. Kervan Göçmeden Yeti̇ş
Gidenler katar katar
Zamanda zaman atar
Hayalinde ne yatar?
Kervan göçmeden yetiş
Zemheriye yenilme
Dağlar gelse ezilme
Aldanıpta üzülme
Kervan göçmeden yetiş
Hak tezâhür dilersen
Sıdka sarıl istersen
İlim amel bilirsen
Kervan göçmeden yetiş
Dünya ile oynama
Düşen düşmüş bu dama
Kazananı yok ama
Kervan göçmeden yetiş
Azık istersen ihlas
Bildik yoldur kula has
Kalpte olmasın hiç pas
Kervan göçmeden yetiş
Bugün varsın yarın yok
Dünya ile derdin çok
Farzet doydun karnın tok
Kervan göçmeden yetiş
Ey tâlib-i hakîkât
Durma ara bul Fıtrât
İşte bekler hem Sırât
Kervan göçmeden yetiş
(NaCl)
24. Köhne Konak
Muallimdi yıllardır
Şu köhnemiş konakta
Bildikleri başkaydı
Gördükleri bir başka
Yıpranmıştı bir hayli
İniş çıkışlarla hep
Kendi gibi yaşlanmış
Konak merdivenleri
Bir düşünce irkiltti
Diken oldu tüyleri
Nedendir bunca zaman?
Zâlim insan milleti
Neden? diye düşündü
Neden bunca zulümler?
Kara olan ak bilmez
Ak olan kara bilmez
Tecrübesi çok vardı
Bir insanlık kadardı
Adem esmalarıyla
Türlü eşya kavrardı
Bildikleri tek bildik
Bunca ilim bir ilim
Gördükleri tek gördük
Bunca insan bir insan
Ne çok hesaplar vardı
Alınacak insandan
Alacak verecek kim?
Adem hangi taraftan?
Düşün derin derinden
Olsan Adem sevinden
Bir oğlun bir oğluna
Can veremez yeniden
Karar verdi çıkmaya
O köhnemiş konaktan
Zannetmişti köhneyen
İnsanlıktı durmadan
Çıktı konaktan hemen
Şaştı kaldı aniden
Sokak konaklar dolu
Herkes yapmış kendinden
Demek insan diliyor
Bir tek kendi hakîkat
Başkasına gelince
Benden değil o firkat
Daldı yine konağa
Muallimdi o gerçek
Düzeltirse kalbini
Konaklar bir edecek
Tevhîd onun azığı
Döndü gayret başına
Cem olacak konaklar
Muallimler aşkına
(NaCl)
25. Kul Eyle Bi̇zi̇
Bir koç ile Hak sırrına
yakın bulundun
Dost bayramın bin kurb ile
vardın kavuştun
Kurbân olan aşk ile cân
kul eyle bizi
İnkâr etmeden her şeyi
olmaz Sevgili
Sabrın dikme heykelini
durmaz Sevgili
Aşkı bulan gerçek irfân
edeb Sevgili
Kurbân olan aşk ile cân
kul eyle bizi
Düşülmüş yolların hepsi
varıyor âna
Yusûf'un misk kokuları
sinmiş toprağa
Yâkup ağlar Hak aşkından
mübtelâ O'na
Kurbân olan aşk ile cân
kul eyle bizi
Nice civanlar yoluna
fedâ oldular
Hasret ile büryân olup
harâb oldular
Dâim anıp İlliyyûn'da
pür nûr oldular
Kurbân olan aşk ile cân
kul eyle bizi
(NaCl)
26. Kül Olmadan Çıkılmaz
Birikmiş şunca nârdan
Hasret yangınlarından
Dağlanmış çığlıklardan
Kül olmadan çıkılmaz
Buram buram gurbetten
Açılmayan idrakten
Tatmin olmayan kalpten
Kül olmadan çıkılmaz
Neden düştün âlâdan
Bilindik tek dâvâdan
Ölüm gelse cefâdan
Kül olmadan çıkılmaz
Celâl sanma cemâlden
Kahrı bile rahmetten
Sanma kulluk zilletten
Kül olmadan çıkılmaz
Desen ilim kerâmet
Nâ ehline kıyâmet
Bulsan aşk-ı muhabbet
Kül olmadan çıkılmaz
Kaypak olur riyakâr
Vefasızlık güya kâr
Ateş içtin Zülfikâr
Kül olmadan çıkılmaz
Etme bizi Ya Rabbî
Nankör ümmet-i Nebî
Rahmet indi sebebî
Kül olmadan çıkılmaz
(NaCl)
27. Kuşlar
Özgür kuşlar misali
kanatlarımda rüzgar
Estiğimde poyrazlar
sustuğumda lodoslar
İsteyenler vardır hep
Bozulsun düzen nizam
Kopsa adaletten tüy
menfaati haz uman
Boşalsa dillerinden
zifir zifir baldıran
İçecek bilki hemen
hased riya intikam
Uçsa gönül kuşumuz
Unutulmaz hatırat
İşlersen hayır işle
Şerden doğar mazarrat
Yüklü bulutlar gibi
Rahmet olanlar gitti
Şimdi yağan bu zahmet
Sabrı hem davet etti
Alıp götür bizi de
binler yıllık vefâya
Şu tufanlı yollardan
Aşk'la dolu sefâya
(NaCl)
28. Paklar Bi̇zi̇ Aşk-i Rahîm
Neden ağlar cümle âlem
Gurbet hasret biter çilem
Varsa yoksa dünya elem
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Gör ki kimler incinmede
Sanma benim gücenmede
Duyar Semi' bir hamlede
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Bozan niyet bakışında
Bilse kendin aldanmada
Vefâsı yok hiç yanında
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Korku hüzün kirlenince
Hakk'tan meded istenince
Nefse tokat Pir'lenince
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Neden bunca hırsu hevâ
Unuttun mu nedir dâvâ
Ah bir bilsen hepsi nevâ
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Sende bende aynı toprak
Farkımız yok ancak idrâk
Habîb'tedir gerçek bayrak
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Kalan kimmiş göster bana
Üç beş güne gelme tava
Mezarda var dokuz tahta
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Bilir bilmezlerden olma
Hatırla hem Kâlu Belâ
Uyan artık Allah illâ
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Duyduk "Hayır olandadır"
İdrâk yoksa boşunadır
Muhabbet ki adanmadır
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
Kalmaz hiçbir zulüm yerde
Bak iniyor sonsuz perde
Geç kalma sen dermân derde
Paklar bizi Aşk-ı Rahîm
(NaCl)
29. Safâ Geldi̇ Hoş Geldi̇
Alsan verdiklerini
Zerre ya da âlemi
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
Doyuramaz âdemi
Kalbe yazan kalemi
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
Zaman bir kılıç gibi
Keser gerçek hayali
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
Sanır insan kendini
Güçlü ise efendi
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
Gönderdin Muallim'i
Bildi hem de bildirdi
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
Kurdun vakit saati
Unutmazsak vaadi
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
Sevdin evvelden bizi
Biz bilmeden Sen bizi
Gelen hep Sen'den geldi
Safâ geldi hoş geldi
(NaCl)
30. Secdedi̇r Kalpleri̇
Hakka düşen bir zerre
Yanar yakar bin kerre
Selam der geçer şerre
Secdedir kalpleri
Bilir kimdir isteyen?
Serde iman süsleyen
Gönülleri birleyen
Secdedir kalpleri
Tûfan tennûr kaynayan
Yürek yürek ağlayan
Câna cânı bağlayan
Secdedir kalpleri
Sormaz emir ne diye?
Korkmaz ölümdür diye
Bulur tutan kim diye?
Secdedir kalpleri
Yol alır kırılmadan
Kıyamda hiç durmadan
Emrinde ölür zaman
Secdedir kalpleri
Eyler derdi kahr eyler
Eyler cânlar hoş eyler
Eyler zulmü yok eyler
Secdedir kalpleri
Yorulmaz ki yükünden
Sökülmez ki kökünden
Asla bağlı özünden
Secdedir kalpleri
(NaCl)
31. Sen Mali̇ksi̇n Sen Sultan
Âlem iç içe pinhân
Sır bilmeyen bin nâdân
Âdem bilir esmâdan
Sen Mâlik'sin Sen Sultân
Zâhir bâtın kaplayan
Nokta kılıp toplayan
Adına İnsân koyan
Sen Mâlik'sin Sen Sultân
Belâ ile sınayan
Her ummânda bin âyân
Yaklaştıkça yaklaşan
Sen Mâlik'sin Sen Sultân
Tek Vucûd'sun tek Hannân
Tek derdimiz tek Dermân
Gelen gelsin hak fermân
Sen Mâlik'sin Sen Sultân
Sevmek senin hâtırân
Eyle bizi âşıkân
Habîbindir bize Cân
Sen Mâlik'sin Sen Sultân
(NaCl)
32. Sensi̇n Sen
Hangi Kitaba baksam
Kokun sinmiş orda Sen
Ben yaklaşsam bir adım
Kulaç kulaç koşan Sen
Koca kâinat dürüp
İçime koyansın Sen
Türlü şekle bürünsem
Zikrin özüm canda Sen
Her zerremde bin akis
Sayha sayha âhım Sen
Her zuhurda bin ibret
Evvel Âhir Sensin Sen
Vuslatım firâkında
Yangın Sen yandıran Sen
Şu gönül ocağımda
Tüten Sen tüttüren Sen
Veche dönene rahmet
Nûr üstüne Nûr'sun Sen
Şu yanan yüreğimde
Rahmân Sensin Rahîm Sen
Kaçırdığım bir ömür
Rahmet rahmet yağan Sen
Yalvarırım Ne olur!
Bilsin gönül Sensin Sen
(NaCl)
33. Ser Vermeyen Sır Bi̇lmez
Zâlim ister metâyı
Nefis putu hevâyı
Alsa koca dünyayı
Ser vermeyen sır bilmez
Arif ister hakîkat
Hicret olur kâinat
Edeplide kanaât
Ser vermeyen sır bilmez
Yükselirken rûhuna
Ruhtan uçar aslına
Şahsiyet Ma'şûkuna
Ser vermeyen sır bilmez
Kelâm olur hak lîsan
Kalemdir onu yazan
Sanma boş durur kazan
Ser vermeyen sır bilmez
Eğri canda düz durur
Fıtrat ile korunur
Adaletle bulunur
Ser vermeyen sır bilmez
Bak ki özün pervâne
Döner durur divâne
Hakla dolan peymâne
Ser vermeyen sır bilmez
Gönül bilir kim Sultan
Kullarına var fermân
Olan olmakta Yar'dan
Ser vermeyen sır bilmez
(NaCl)
34. Son Ezan
Arka sokaklarını
arşınlarken evimin
Unvanları kocaman
ehliyetsizler gördüm
Karanlık gece gibi
çökmüşler insanlara
Kibirli dillerinden
nice kitaplar gömdüm
Sanma onlar gerçektir
şişirilmiş bir balon
Ne yerleri yarandır
Ne göklere dayanan
anladığın bir adem
hesaba doğru koşan
Bilmediğin nicesi
Sana imtihan olan
Bir adam olmalı ki
Riya uzak mı uzak
Bir deniz gibi derin
Yedi sema başı ak
Zaman kesiyor aman
Telafisi yoktur bak
Ömür Hakka sarmalı
Son Ezan'dadır kulak
(NaCl)
35. Sorumlusu Beni̇m
Sorumlusu benim hüznümün
Kızmam kimseciklere
Zaten kızamam genetikten
Merhametli sözleri severim
Muhabbetli bakışları
Hele gencecik bükülmemiş
Deli rüzgar sevdaları
Yosun tutan taşlarda
Gizlenmiş fısıltılar
Bana göre değil dedim
Ya da boş gök gürültülerinde
Şimşeklerle çakan
Gümbür gümbür laflar
Ve üzerine parfüm sıkılmış
Yapma çiçeklerden yapılmış
Demet demet yalanlar
Ne diyeyim
Hoşlamaz beni sahte
Hoşlanmaz da benden
Dedim ya
Sorumlusu benim hüznümün
Kızmam kimseciklere
Zaten kızamam genetikten
(NaCl)
36. Tali̇p
İdrak ile yaşamak
Ne kadar zormuş Tâlib
Kaldır başını bir bak
Nefis içinde hatip
Kimden Kâbile destur?
İşledi cinayeti
Haklı buldu kendini
Hak sence bu mu Tâlib?
İstediğin şeye bak
Hangi biri kendinden
İdrak etsen hakîkat
Alır nûru özünden
Onaylanmak mı derdin?
Dikkat et onaylayan
Câhil zâlimdir nefsin
O olmasın durmadan
Uyan Tâlip uykudan
Farket farkta farkını
Marifet hakka ayan
Çevir idrak çarkını
(NaCl)
37. Var Mı Başka Kurtuluş?
Hakkını ver bil Hakk'ın
Adalet Adl'e yakın
Zulümlerden hep sakın
Var mı başka kurtuluş?
Eğri giden eğrilir
Sarpa giden yenilir
Mahbûb ile sevilir
Var mı başka kurtuluş?
Adım adım izlesen
Habîb yolu gözlesen
Aşka düşen özlesen
Var mı başka kurtuluş?
Yardım et aldanana
Anlat belki sakına
Yolu denktir yoluna
Var mı başka kurtuluş?
İmtihanlar ki bitmez
Hakk'tan gelir cân bilmez
Aklı olan çift görmez
Var mı başka kurtuluş?
Yâr'dan mektup var sana
Sev de iç kana kana
Hasret biter bu yana
Var mı başka kurtuluş?
Haydi kalkta arşınla
Ömür biter arzunla
İsteyen O duanla
Var mı başka kurtuluş?
(NaCl)
38. Ver Özünü Hüdâya
Ah nerdedir nerdedir?
Hangi sultan serdedir?
Bak ki nefis perdedir
Ver özünü Hüdâya
Neden verdi aldığın?
Sanma bala bandığın
Baldırandır sandığın
Ver özünü Hüdâya
Ölüm ölmek değildir
Demek sevmek değildir
Bilmek yapmak değildir
Ver özünü Hüdâya
İlim hangi mayada?
Ruhun ile kapıda
Tevhîd etti noktada
Ver özünü Hüdâya
İman güçlü bir çınar
Amellerin meyva nar
İçte neyse o çıkar
Ver özünü Hüdâya
Görmez misin Hakk ne der?
Dürülecek gök ve yer
Huzurda bükülür ser
Ver özünü Hüdâya
Oyalanma artık gel
Tenin tûfan cânın yel
Koş ki Hayy'a olsun sel
Ver özünü Hüdâya
(NaCl)
39. Kervan
Yolda dizili kervan
Hercü merce koşmada
Adalet derde derman
Onda güven coşmada
Yüklenmiş sıdk yükünü
İpleri var ihlastan
Yağar rahmet sökünü
Hakka gider o kervan
Eken kimdir kalbine
Şu garip hasretliğin
Revan olmuş göklere
Zikre doymaz ki kalbin
Kalmaz kervanı sarpta
Rehberi Hakk olanın
Tozmaz niyeti yolda
Gönlü Dost'a bakanın
(NaCl)
40. Dünya
"Zifir gecelerden geçip
Nurlanmış sabahlara
Kaç hasret biriktirdin?
Gıpta gıpta büyüyüp
Aşk örsünde dövülen
Kaç yüreğe eriştin?"
Dedi yaşlı Dünya.
Yüzünde demirden,
Dilinde kılıçtan,
Gözünde nârdan bir edayla.
İşte o zaman anladım
Bu yorgun ihtiyârın
Adem'in oğullarına
Havva'nın kızlarına
Bu kadar haşin
Bu kadar belâya ednâ
Bir o kadar kızgınlığını.
Gel derken gelme
Kal derken kalma
İnan derken
Bana inanma kelâmını.
O dahi itiraz etmeden
Bir "Kün" ile Emr'e vefâ
Bir "Ses" ile câna cefâ
Bir "Su" ile Furkân
Bir "Söz" ile Kur'ân
Ve O dahi
"Aynadaki yalan"
Olduğunu söyleyen
Hakîkate revân
Dünya; Demir, kılıç, nâr
Her zerrede dâim
"Ol"mana yol arar
Konuşur toprak
Konuşur şah damarı
"Yakîn" der sana
"Yakîn"dir uzak.
(NaCl)
41. 28 Şubat
Bin zemheri çökmüştü
Yüreklere apansız
Bilerek onca ümit
kırılmıştı boynundan
Yine de nefes veren
tuttu onları dimdik
Yıkmadan kaşlarını
Eğmeden başlarını
Zaman kışlardan Şubat
Bir ses yetti derinden
Masal oldu ne garip
Çıkan ölü kefenden
Martavaldan bir heykel
Kasıp kavurdu vakit
Bir dua yetti gelip
Bin yıla ibret ahit
Kaçanlar anlamaz da
Yaşayanlar özünde
Unutur sanma sakın
Zulüm kol gezdiğinde
Hakikati haykırmak
Zalime karşı durmak
Belki sözle uyarmak
Bir duaya sarılmak
Bin zemheri çökmüştü
Yüreklere apansız
Bilerek onca ümit
kırılmıştı boynundan
Yine de nefes veren
tuttu onları dimdik
Yıkmadan kaşlarını
Eğmeden başlarını
(NaCl)
42. İllâ Sen
Aşkın ile yaktın beni
Kordan kora soktun beni
İnan gönlüm görmez ânı
İllâ Sen'i illâ Sen'i
Muhabbetle ördün beni
Dertten derde saldın beni
İnan gönlüm görmez ânı
İllâ Sen'i illâ Sen'i
Sevgin ile sardın beni
Gurbet ile vurdun beni
İnan gönlüm görmez ânı
İllâ Sen'i illâ Sen'i
Bir nefeste verdin beni
Hâlden hâle soktun beni
İnan gönlüm görmez ânı
İllâ Sen'i illâ Sen'i
Âdem ile kıldın beni
Meleklere secde beni
İnan gönlüm görmez ânı
İllâ Sen'i illâ Sen'i
(NaCl)
43. Ki̇mdi̇r?
Ankâ olmak ister gönül
Serçe senin sahip kimdir?
Arslan olmak ister gönül
Ceylan senin mâlik kimdir?
Hep güçlüye meylin neden?
Güzel ise aldın neden?
Vefa nedir hiç bilmeden
Bastığın tîn tenin kimdir?
Yedin içtin israf ettin
Zaman ki öğüttün bittin
Bir musibet bin ibretin
Almaz isen ebleh kimdir?
Söner cümle cânlar bir gün
Ah demeden anla bugün
Kırma gönül içi her gün
O'nla dolar bildin kimdir?
(NaCl)
44. Neyler Gönül
Yüce dağlar engel misin önüme?
Sözüm var senden evvel sevdiğime
Vakt-i zaman gelir elbet ömrüme
Neyler gönül dağlar deler aşarım
Neyler gönül derya deniz taşarım
Kâf dağından çıkarım yamacına
Tûva almaz iki cihân sırtına
Vakt-i zaman dolar elbet cânıma
Neyler gönül dağlar deler aşarım
Neyler gönül derya deniz taşarım
Tevhîd ile kalbi sultan olanlar
Yokluk ile başta bin tâc duranlar
Esen yelde Hakk'ın özü bulanlar
Neyler gönül dağlar deler aşarım
Neyler gönül derya deniz taşarım
(NaCl)
45. Ol
Cesâret mi sorarsın?
Özün sözün doğru ol
Hakkın olandır senin
Cür'et ile uzak ol
Korkma kimsen yok diye
Vedûd ile kâim ol
Bir tek O'na yakınsan
Cümle bırak uzak ol
Riyâ işe bulaşma
Ölüm gelse Sıddık ol
Dünya serilse sana
Hak değilse uzak ol
Âlim kimdir sorarsan?
Ârif ise tâlib ol
Vâris olmuş Nebî'ye
Buldun ise hâdim ol
Hakka düşer Âşıkân
Sözde kalma özde ol
Uzak bilme kendini
Rabb'i an ki yakın ol
(NaCl)
46. Hicran Yar
Âşık pervâne midir?
Aldığı nefes midir?
Cânda divâne midir?
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
Sende sana tuzak sen
Asra yemin bir etsen
Ârif olup inlesen
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
Vâris ol ki Nebî'ye
Vuslat konsun sevgiye
Vefâ olsun hediye
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
Cümle âlem kınasa
Vardan yoka ulaşsa
Vursa kırsa koparsa
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
Yılma sakın yılma sen
Aslı serâb nefsinden
İnkâr eder kendinden
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
Sebât zordur Cânân'a
Haktır şerri yazsada
Akıl câhil olsada
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
Yardı gönül özünden
Hakkı seçti fecrinden
Nuru çekti kendinden
Hasret Hüdâ Hicrân Yâr
(NaCl)
47. Aşta Gel
Eğil ki eğilsin önünde taşlar
Gönül Ma'şuk'unda hasretle kışlar
Mü'min olunmazsa verilmez başlar
Nefsini aş da gel selam o Ruh'a
Baktığın dağlar ki gıptada sana
Bastığın yer inan hayrandır sana
Gökteki melekler hayrette sana
Nefsini aş da gel selam o Ruh'a
Kandığın yetmedi neden bu zillet?
Aldandın aldattın biter mi zillet?
Cânân'a söz verdin nedir bu zillet?
Nefsini aş da gel selam o Ruh'a
Korktuğun başına geliyor bir bak
Gelen yok gidenden ömre girde bak
Yalandan ağlayan kimdir anla bak
Nefsini aş da gel selam o Ruh'a
Yaptığın ne ise bulacak seni
Hor görme canları sevecek seni
Edepten ahvalin giyecek seni
Nefsini aş da gel selam o Ruh'a
(NaCl)
48. Ayinen Ola
Düştün yuvarlandın yedi semâvât
Yâr gözyaşlarına şâhit kâinât
Nerde kaybettinse orada vuslât
Canda olan Cânân âyinen ola
Deryâ çeker iken gezme sahilde
Dürrü mercân topla kalma sahtede
Ma'şuk hubbun ister durma zulümde
Canda olan Cânân âyinen ola
Olan nasıl oldu cefâlar ile
Bulan nerde buldu sefâlar ile
Hasret dîle vurdu âhu zâr ile
Canda olan Cânân âyinen ola
Bir nefhada geldin selâm denildi
Bir nefesle gittin salâ verildi
Ol muhabbet ile hicrân sevildi
Canda olan Cânân âyinen ola
(NaCl)
49. İnsan Mi̇lleti̇
Ey Yüce “İNSAN” Milleti!
Nedir bu perişan halin?
Yaradân’nın gönderdiği nimetlere yine yüz mü çevireceksin?
Yine “Bana benim istediğimi ver, benim için daha hayırlısı budur” mu diyeceksin? (Bakara / 61)
Yetmedi mi Musâ’nın kıssaları, yetmedi mi Yunus’un yakarışları!
“Astığım astık, kestiğim kestik, çaldığım düdük” modundan çıkmayacak mısın hiç?
Nerede kaldı Âdemî asâlet? Nerede kaldı Muhammedî ahlâk?
Nerede harcayıp nerede harcatıyorsun onları?
Ne çabuk hafızan silindi senin! Ne çabuk girdi kanına “Gerçek Aldatan”!
O ki seni Allah’la bile aldatmak ister. (Hadid /14)
Tüm Kur’an sana indide şu ayet inmedi mi hâlâ: “Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler ( şeklinde ) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız, TAKVÂCA en ileride olanınızdır.” (Hucûrat / 13)
Yoksa bir başka dil mi var bilmediğimiz, söylenmemiş sözler kalan? “İslâm, Câhiliyetten kalma ırkçılık ve kabileciliği ortadan kaldırmıştır.” (Buharî, Ahkâm: 4)
Neden kitlenir basîretin? Neden kapanır ferâsetin?
Adâleti ne çabuk zelîl kıldın! Bilmez misin ki adâlet olmayan yerde zulüm başlar. Hak olmayan yerde bâtıl olur. İyi olmayan yerde kötü hortlar.
Dön kendine, aslına dön. O asıl ki seni asîl yapandır. O asıl ki senî hem râzı olan hem de râzı olunan yapandır. Kirletme hevâ putunun tozları ile ellerini, dillerini, âzâlarını.
Kurtul önyargılardan, kurtul perdelerden, engellerden. Kurtul kirlenmiş nefislerden.
İçindeki adâleti dirilt. O’nu oraya koyana yönel, koş. Çünkü sen bilirsin aslında kendinin neden bunu yapamadığını: “Doğrusu insan kendi nefsini görür, bir takım özürler ortaya atsa da.” (Kıyamet/14-15)
Ey yüce İnsan milleti!
Karalama kitabını ki onu sen yazıyorsun. Unutma! Okuyacağın günde aleyhine hesap sorucu yine SEN olacaksın. (İsrâ / 14)
⇓ Nefes Aç
⇑ Nefes Sırla